TELKİN DUASI - Bayram FMBayram Fm

18 Kasım 2024 - 23:03

TELKİN DUASI

TELKİN DUASI
Son Güncelleme :

03 Şubat 2022 - 8:22

Son nefesine yaklaşmış, ölmek üzere olan kişinin yanında
kelime-i tevhîd ve kelime-i şehâdet okunmasına; cenaze defnedildikten sonra, kabirde sorulması muhtemel soruları ve cevapları ölüye hatırlatma konuşmasına da TELKİN denir.
Ölmek üzere olan kişinin, sağ tarafına çevrilerek yüzünü kıbleye gelecek şekilde yatırmak müstahaptır. Bu durumda olan kişinin yanında, hatırlatmak amacıyla kelime-i tevhîd ve kelime-i şehâdet okunur.
TELKİN yapılırken, “lâ ilâhe illallah” de, kelime-i şehadet, kelime-i tevhîd getir şeklinde bir yaklaşımda bulunulmamalı, yanında bunları söylemekle yetinilmelidir. Bunun yanında ölmek üzere olan kişinin yanında Kur’ân-ı Kerim, özellikle Yâsîn suresi okunur.Peygamberimiz, ölmek üzere olan kimseye kelime-i tevhidi TELKİN etme konusunda şöyle buyurmuştur:

Türkçe Meâli:
“Kimin son kelâmı lâ ilâhe illallah olursa, Cennete girer.”

Türkçe Meâli:
“Ölülerinize lâ ilâhe illâllah sözünü TELKİN ediniz.”

Cenaze kabre konduktan ve başında Kur’ân okuma tamamlandıktan sonra, kalabalık orayı terk edince, orada kalan bir kimse tarafından kabrin başında yüksek sesle ve ölüye hitaben iman esaslarının hatırlatılmasına da TELKİN denir.

Hanefîlerden bazı âlimler, defnedildikten sonra TELKİNin meşru olmadığını söylemişlerdir. Buna mukabil bir kısmı ise, tavsiye edilmediği gibi yasaklanmadığını, bu nedenle mükellef olduktan sonra vefat eden kimsenin mezarının başında TELKİN verilebileceğini söylemişlerdir.

Hadis kaynaklarında yer almayan, ancak yaygın olarak halk
nezdinde tatbik edilen, cenazenin defninden sonra kabirdeki
bir müslümana şu sözlerle TELKİN verilebilir:

Türkçe Okunuşu:
“Üzküril-ahdellezî harecte ‘aleyhi mined- dünyâ.
Şehâdeti ellâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîke lehû ve enne
Muhammeden ‘abduhû ve Rasûlühû. Ve ennes-sâ’ate âtiyetün
lâ raybe fîhâ ve ennellâhe yeb-’asü men fil-kubûr.
Kul radîtü billâhi Rabben ve bil-İslâmi dînen ve bi Muhammedin (a.s.) nebiyyen ve bil-Ka’beti kıbleten ve bil-Kur’âni mâmen ve bil-Müslimîne ihvânen. Rabbiyellâhü lâ ilâhe illâ
hû. Ve hüve Rabbul-arşi’l- azîm.”
Türkçe Meâli:
“(Ey Falan oğlu falan). Dünya hayatından ayrılırken üzerinde bulunduğun ‘lâ İlâhe illâllahu vahdehu la şerîke lehu ve enne Muhammeden abdühu ve Resûlühu (Allah’tan baş-
ka bir ilâh yoktur; yalnız O vardır, ortağı yoktur; Muhammed O’nun kuludur ve O’nun Peygamberidir)’ Kıyamet gelecektir, onda şüphe yoktur. Allah, kabirlerde olan kimseleri diriltecektir, ahdini hatırla.

De ki; Rab olarak Allah’a, din olarak İslâm’a, peygamber olarak Muhammed (s.a.v.)e, kıble olarak Kâbe’ye, imam olarak Kur’ân’a ve kardeş olarak Müslümanlara rıza gösterdim.

Rabbim, kendisinden başka ilâh olmayan Allah’tır. O, büyük Arş’ın Rabbidir. ”
Ey Allah’ın kulu! De ki: Allah’ tan başka ilâh yoktur. De ki:
Rabbim Allah’tır. Dinim İslâm’dır. Peygamberim Muhammed Aleyhisselâm’dır.
Ya Rabbi! Bu ölüyü yalnız bırakma. Sen varislerin en hayırlısısın.